Düş

Sonra sulara yürüyen
İri nehir taşları gibiyim
Bir uyuşukluk var dilimde
Bir sükunet,  bir herşeyi kucaklama
tortup olmuş bi yağmur birikintisiyim
Bir ağacın dibinde söz yok.
Yalın’ız kendisiyle bir
iliklerime işlemiş
Sabahın altı’sında uyanmış
Uyku ağacıyım
Düş.

Buraları hep yarım bıraktım. İçimizde kalanların hepsi aklımızda kaldı. Uyku mahmurluğu ile aklıma ilk gelen neden kelimeleri kafiyeler halinde alt alta yazdığında şiir oluyor? Ben artık kelime kütüphanesi gibi şiirler yerine, nerede bitmesi gerektiğini bilmediğim uzun bir yolculuk gibi şiirler yazacağım. Sizin iltimaslarınız da umrumda değil. Kendi köyüme varan yokuşu da istediğim gibi çıkarım. Hem zaten sana ne…!

You may also like...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir