Müziklerin Duygu Karmaşası Yaşatması

Dışarı çıkıyorum, kulaklığımı takıyorum ve şarkılar başlıyor çalmaya, önce bir ‘Müzeyyen Senar – aşkımı bir sır gibi senelerdir sakladım’ parçası çalıyor ve birden aşk acısı çekmeye başlıyorum, sürekli kızların ”hep bu erkekler yüzünden” demesini düşünüyorum ve ulan asıl hep bu kızlar yüzünden diyorum kendi kendime, hep sevdiğim ama sevilmediğimi düşündüğüm ilişkilerim geliyor aklıma, işte o an benden daha yaralı bir insan olmuyor sanki yeryüzünde ve yakıyorum bir sigara.
Biraz yürüdükten sonra şarkı değişiyor ve ”Daft Punk – Technologic” çalıyor, önce ufak bi hareketle pantolon paçamı düzeltiyorum, daha sonra bir arabanın camından çaktırmadan kendime bakıyorum yeterince kendimi tatmin etmek için, daha sonra etrafa havalı bakışlar atıp daha cool adımlar atmaya başlıyorum.
Daha sonra müzik yine değişiyor ve ”Dustin Tebbutt – The Breach” çalmaya başlıyor, kendimi birden harikulade bir tatil beldesine gitmek üzere güzel bir karavandaymış gibi hissediyorum, hiçbir derdim tasam yokmuş gibi sürüyorum sanki karavanı ve anlamsızca mutlu oluyorum ve bu hayale kendimi öyle kaptırıyorum ki o sırada nerde yürüdüğümü kimlere baktığımı bile fark etmiyorum sanki.
Daha sonra müziği kapatıyorum rüzgarın çıkardığı hafif uğultuyu dinlemek ve şehrin keyfini çıkarmak için yürümeye devam ediyorum fakat çok geçmeden her şey aynı geliyor sonra ya tekrar kulaklığımı takıyorum yada hızlı adımlarla gideceğim yere gitmeye çalışıyorum. Evet ben üç onuk bir delikanlıyım ,bu hissettiklerim hayat tecrübesizliğimden midir, yaşımın verdiği ruh halimden midir, yoksa bunun yaşla alakasının olmamasından mıdır, bunu öğrenmek için bu yazıyı sizinle paylaştım, eğer benim gibi hissedenler varsa gerçekten iyi ki varlar çünkü bizden zarar gelmez dedem, gelmez…
Saygılarımla

You may also like...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir