Selvinaz’ı Vurdular

Selvinaz’ın hayatta en korktuğu şey terkedilmekti. Yaşadığı yerde yılanlar, kartallar, çakallar çok olsa da, hayatını kaybetmekten çok sevdiklerini kaybetmekten korkardı.
Selvinaz’ın hayatta en tuhaf bulduğu şey de, el kadar bir aletten çıkan fındık kadar metal parçasının; insanların anılarını, ilk adım atışlarını, ilk sevişmelerini ve ilk nefret edişlerini bir anda silmesiydi.
Selvinaz hayatta en çok koşmayı severdi. Her gün kocaman kulaklarına taktığı kulaklıklardan çevreye eylem hissiyatı yayan, o bayıldığı grup Ramones’u dinleyerek koşardı. Bu gibi zamanlarda pek bir antika bulunurdu arkadaşlarınca. Ama ne olacaktı? Chemical Brothers için bile fazla minimal yaşardı Selvinaz.
Selvinaz’ın hayatta hayır diyemeyeceği tek şey hediyeydi. ”Ay canım hediyeye gerek yoook.” gibi bir cümleyi asla Selvinaz’dan duyamazdınız. Kibarlık olsun diye bile, bir kerecik dahi hediye reddetmemiştir. Hatta en zevkli sevişmelerini, hediye aldıktan sonra yapmış olduğunu söyler Selvinaz.

Selvinaz’ın koca hayatta midesini bulandıran tek şey ise bakla yemeği olmuştur.

……..

Selvinaz bir gün kalktı, bir baktı, en yakın arkadaşı, dostu evi terk etmişti. Gitmeden önce de son hediyesini bırakmıştı: mor renkli bir havuç. Ağlamak istedi, koştu, koştu. Yine Ramones çalıyordu: ”Take the pain away.” Derken biri Selvinaz’ı kalçasından kurşunladı. Selvinaz’ı kurşunlayanlar ise, Selvinaz’ı bulamadı.

O ıssız, büyüleyici bir şekilde toprağa karışan Selvinaz’ın vücudunun olduğu yerde, yaklaşık 3 sene sonra, bir bakla tohumunun filizlendiği görüldü.

You may also like...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir